NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
غِيَاثٍ عَنْ
جَعْفَرِ
بْنِ
مُحَمَّدٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَابِرٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
وَقَفْتُ هَا هُنَا
بِعَرَفَةَ
وَعَرَفَةُ
كُلُّهَا مَوْقِفٌ
وَوَقَفْتُ
هَا هُنَا
بِجَمْعٍ وَجَمْعٌ
كُلُّهَا مَوْقِفٌ
وَنَحَرْتُ
هَا هُنَا
وَمِنًى كُلُّهَا
مَنْحَرٌ
فَانْحَرُوا
فِي رِحَالِكُمْ
Câbir (r.a.)'den rivayet
olunduğuna göre, Nebi (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:
"Ben Arafat'ta
şurada vakfe yaptım. Arafat'ın her tarafı vakfe yeridir. Müzdelife'de şuracıkta
vakfe yaptım. Müzdelife'nin de her tarafı vakfe yeridir. (Kurbanı) şurada
kestim. Minâ'nın her tarafı kesim yeridir. Binaenaleyh (kurbanlarınızı) konak
yerlerinizde kesiniz!"
İzah:
İbn Mâce, menâsik
Resûl-i Ekrem (S.A.V.)
Arafat'ta iken halka Cebel-i Rahme'nin eteğinde bulunan kayaları göstererek;
"Ben vakfeyi işte şurada yaptım. Bununla beraber Arafat'ın her tarafında
vakfe yapılabilir" buyurmuştur. Ancak daha önce de açıkladığımız gibi
Arafat sınırlan içerisinde kaldığı halde Arafat'tan sayılmayan Urane vadisinde
vakfe yapmak caiz değildir. Çünkü îmam Mâlik'in dışında mezheb imamlarından
hiçbirisi orayı Arafat'tan saymamışlardır. Resûl-i EKrem Efendimiz
Müzdelife'de Kuzeh tepesini göstererek; "İşte ben vakfeyi şuracıkta
yaptım. Fakat Müzdelife'nin her tarafında vakfe yapılabilir" buyurmuştur.
Ancak bir önceki hadisin şerhinde tercümesini sunduğumuz Cübeyr b. Mut'im
hadisinde geçen; "Ancak Muhasser vadisine
yaklaşmayınız"[el-Fethu'r-rabbânî, XII, 122.] cümlesine bakarak ulemâ,
Muhasser vadisini Müzdelife'den saymamış ve orada vakfe yapmanın caiz olmadığı
hükmüne varmıştır.
Fahr-i Kâinat Efendimiz
Minâ'da da kabe Cemresini göstererek; "Gerçi ben kurbanımı burada kestim
ama Minâ'nın her tarafında kurban kesilebilir. Siz şu anda Minâ sınırları
içerisinde bulunduğunuz için kurbanlarınızı bulunduğunuz yerde
kesebilirsiniz." buyurarak Minâ'nın istisnasız her tarafında kurban
kesilebileceğini ifâde etmiştir.